Tanım
Sigara dumanı zararlı kimyasal gaz ve partiküllere maruziyet sonrasında akciğerde gelişen anormal yangısal yanıt neticesinde hava yollarında kalıcı hasarla seyreden ancak önlenebilen ve tedavi edilebilen bir akciğer hastalığıdır.
Sebep ve risk ve sıklık
Toplumda görülme sıklığı ülkeden ülkeye değişmekle beraber % 5 ile % 20 sıklığında görülmektedir. Ülkemizde tüm toplumda görülme sıklığı yaklaşık % 13 dür. diyabet (şeker) hastalığı görülme oranı Türkiyede % 14 olduğu düşünülürse ne kadar yaygın bir hastalık olduğu daha iyi anlaşılır.
Tüm dünyada en sık ölüm nedenleri arasında 4. Sırada gelmekte olup, kalıcı sakat bırakan hastalıklarda 13 . sıradadır.
KOAH sık görülen bir hastalık olmasına rağmen tanısında yaşanan güçlükler nedeni ile tespiti olduğundan daha düşük düzeylerdedir. Bunun nedenleri çok olmakla beraber en sık ve önemli nedeni uygun testlerin yeterince yapılamaması ve farkındalığın halk arasında az , hekimler arasında da yetersiz olmasıdır.
Genetik yatkınlık da etkili olmakla beraber en sık risk faktörleri dış ortam hava kirliliği, sigara içimi organik ve inorganik mesleksel toz ve kimyasallardır . sık solunum yolu enfeksiyonları düşük sosyoekonomik düzey de sayılabilir. Ülkemizde sigara içimi ve tütün ürünleri kullanımı en sık sebep iken diğer sık sebepler organik ve inorganik mesleksel l toz ve kimyasallardır.
KOAH etyopatogenezi; solunum yolu ile alınan zararlı kimyasal gaz ve partiküllerin akciğerlerde ve solunum yollarında yapmış olduğu hasar ile bu hasara solunum yollarının anormal tamir yanıtı ile cevap vermesi sebep olmaktadır. Bunun yanında enfeksiyonlar, bozulmuş immunite ve proteaz antiproteaz denge bozukluğu , kronik inflamasyon ve ileri yaş da hasarın oluşumuna katkıda bulunmaktadır.
Belirtiler
Bütün bu hasarlanmaların sonucunda artmış mukus sekresyonu , hava yollarının daralması, anormal gaz değişimi, solunum yollarının elastik kapasitesinin azalması , hava yolu direncinin artması, alveoler tutamakların hasarı sonrasında hava keseciklerinin harabiyeti gibi değişiklikler sonucunda kalıcı hava yolu darlığı, nefes darlığı ve kronik öksürük oluşmaktadır.
KOAH gelişimi ile birlikte artan ve devam eden toz ve duman maruziyeti ve sık enfeksiyonlar dengesiz ve sağlıksız beslenme vücudun oksidan antioksidan mekanizmasının bozulması sonucunda tekrarlayan travmalar ile hastalık alevlenmelerle seyretmekte ve kalıcı hasar ve fonksiyon kaybına yol açmaktadır.
Günlük belirtileri; öksürük, anormal balgam ,göğüsde sıkışma hissi ,hırıltılı solunum efor kapasitesinin azalması , karında şişkinlik hissi gibi bulgulardır. İlk zamanlarda, yani hastalığı erken devrelerinde belirtilerin silik ve az olması nedeni doktora müracaat gecikmektedir. Ayrıca birinci basamak ve ikinci basamak sağlık hizmetlerinde doğru ve erişilebilir solunum fonksiyon testi yapılmaması tanıda gecikmelere sebep olmaktadır.
Tanı yöntemi
KOAH tansı doğru bir şekilde yapılan solunum fonksiyon testi ile konulabilir. Kabul edilebilir kriterlere uygun bir şekilde yapılan solunum fonksiyon testi sonucunda FEV1/FVC oranı % 70 in altında olması tanı koydurucudur.
Bundan sonra yapılması gereken benzer bulgular veren hastalıklardan ayırıcı tanısını yapmaktır. Kalp yetmezliği, akciğer de tıkayıcı hastalık yapan alerjik hastalıklar ve astım, akciğerin tümoral hastalıkları ,tüberküloz gibi hastalıklardan ayırt etmek gerekir.
Korunma ve tedavi
KOAH önlenebilir bir hastalık olması nedeni ile koruyucu tedbirler önceliklidir. Sigaranın bırakılması, iç ve dış ortam hava kirliliğinin önlenmesi, sağlıkta eşitsizliğin mümkün olduğunca giderilmesi, mesleki maruziyetin önlenmesi, düzenli egzersiz yapılması gibi önlemler alınarak ve solunum fonksiyon testi kullanımını yaygınlaştırıp hastalık gelişme olasılığı olan kişileri bulup tedavi ederek ve koruyucu önlemlerin alınmasını sağlayarak KOAH gelişimini önlemek mümkündür.
KOAH maliyeti yüksek olan kronik hastalıklardandır. Hastaneye yatış, hastanede kalış, acil müracaatı ve yoğun bakım yatışları sık ve yüksek olan hastalıklardandır.
KOAH sınıflaması çeşitli dönemlerde yapılmış olup, amaç ağırlık derecesini saptamak ve bu seviyeye uygun tedavi verebilmektir. Skorlama solunum fonksiyon testi ve efor derecelendirme testleri (MMRC , CAT vs ) ile belirlenir
KOAH tedavisi süreklilik ister. Tıpkı hipertansiyon ve diyabet gibi düzenli ve devamlı olması gerekir. Farkı ise normal zamanlardaki tedavisi ile alevlenme dönemlerindeki tedavilerin kısmen farklı olmasıdır. Sağlık Bakanlığı ve yerel solunum dernekleri bünyesinde dalında uzman kişilerin katıldığı komisyonlarda tedavi rehberleri oluşturulmuştur. Burada amaç doğru ve etkin tedaviyi sağlamaktır. Ülkemizde bir tedavi bütünlüğü sağlanmış olmakla beraber, doğru ve yerinde uygulama sorumluluğu, bunları sahada uygulayan hekimlere düşmektedir.
Sonuç
KOAH da unutulmaması gereken nokta büyük oranda önlenebilir olmasıdır. Bunun için farkındalık esastır. Sorumluluk elbette kamuda olmakla beraber bütün topluma ve kuruluşlara da özellikle mesleksel kuruluşlara düşmektedir.
Kaynaklar
Türk Toraks Derneği KOAH çalışma grubu